MENÜ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
CiCi YaZıLaR (...güzel...) |
|
|
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
DÖRT YAPRAKLI YONCA
Milimetrik seviyorum seni. “Hesap hatası var” diyenlere ne yaptığımı bilmek istemezsin. Abuk sabuk geliyor bütün söylenenler, söylenmeyenlerse; kursaklarda kalmanın ağırlığıyla eriyip gitmekte.
Bütün şaklabanlıklarım , ağır ağabeyliğimi çürütmüşken, sen bari duymazlıktan gel…Olanlar bir yana, olamayanları sorgula, benim çıkmazlarım çoktan tutulmuş, köşe başlarını kapmış geridekiler.
Deliyim, delirttiler…
İçli köfte istiyor canım. Kahve falları için ayırdığın zamanın yanında, bu ne ki! Hamburgerle kolanın uyumu gibiyiz, çayın şekere ihtiyacı gibi, tuzun yemeğe kattığı tat gibi… Halılarına gösterdiğin özeni bana da gösterirsen, naftalinin olmaktan gocunmayacağım.
Bolca dök. İtirazım olursa şahidin yine benim. Tavan arası, unutulmuşluk…
Kapanındaki yemim ben. Kendime yenik düşmekten usandım. Biraz vicdan, hepsi bu.
Tüyü bitmemiş bütün duygularımı sana adadım. Gözlerimi tembihledim, dilimi düğümledim… Daha ne istiyorsun bilemedim.
Serçe parmağımla yüzük parmağım arasındaki farkta saklısın. Kâh gülümsetiyorsun, kâh ağlama nöbetleri bekliyor kapımda. Almamazlık edemiyorum, çaresizliklerime bir yenisi daha eklendi; sen!
Düşlerim eskisi kadar düşlemeye değmiyor. Uyanmak istiyorum yarım uykularımdan, bütün yabaniliğinle beni kendine benzettiğini bilmiyorsun, senden başka kim varsa, çıkarıp attım hayatımdan.
Gözlerimde fer yok. Aynadaki aksim tümden gerçek dışı, baktığımda gölgeme o bile bana benzemiyor, sensin dünyaya yansıyan. Hokkabazlarla aram iyi olsaydı, şapkadan tavşan çıkarmalarını istemezdim elbet, üç dileğimden en az ikisi sen olurdun, üçüncüsü; diğer ikisinin kabul edilmesi.
Sağırsın, dikenlerine hükmedemiyorsun, hükmetmek istemiyorsun… En az dört yapraklı yoncalarım kadar sevgilimsin, sevildikçe bozuyorsun yüreğinin masumiyetini. Ne yana baksan yine sensin ya gördüğüm, senden başka kimse yok sanıyorsun.
Zulmetmek sana göre değil, bacadan düşen Noel baba ol çocukluğuma, gençliğime; aşk olarak gel, yaş 35’ken, sevda olup düşüver kollarıma. İvme kazanman çok sürmesin, yükseldikçe fezadaymışçasına dünyaya göz kırp, atmosfere girince hızını kesme, olsa olsa hafif bir esrime var üzerimde, belli ki, benim kadar yanmayacaksın
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
SADECE SEVİYORUM
Bekledim…gidip gelip baktım o telefonun anlamsız ekranına… Bekledim aramanı her dakika belkiler geçti aklımdan, her saniye keşke dedim kimse duymadan…korktum anlatmaya, hala seni sevdiğimi, hala sana deliler gibi aşık olduğumu anlamalarından korktum… insanların o lanet olasıca yüzlerinden sakladım gözlerimi…
Evet artık korkarak seviyorum seni ve bekliyorum… beklediğim günleri biriktiriyorum… her sabah uyandığım yeni güne senin adını veriyorum… gidişine yüklüyorum bütün mutsuzluklarımı… her gün karşılaşıyorum pişmanlığımla… Allah kahretsin neyi sevdim ben sende diyorum. her seferinde bir cevap bulmaktan nefret ediyorum…
Sana bakarken gözlerinde kendimi bulmayı sevdim…
Sana sarılmayı,teninin sıcaklığını dudaklarımda hissetmeyi sevdim.
Sana sarılıp uyumayı,başımı göğsüne yaslamayı sevdim…
Seni sevdiğimi defalarca haykırabilmeyi sevdim yüzüne…
Yokluğundan sonra fark ettim bağıra çağıra kavga etmeyi sevdim ben aslında…
Vurdum duymazlığındı belki de beni sana bağlayan…-kaçan kovalanır aptal kaçan kovalanır”-bunu bir türlü kabul ettiremedim beynime de kalbime de ve bu yüzden hep kovaladım….sende kaçtın…hızlı ve büyük adımlarla….kimi zaman koşarcasına kimi zaman yürüyerek…tam yakaladığımı sandığımda her defasında yerde buldum kendimi,elimde sen değil çakıl taşlarının bıraktığı yaralar oldu…derim parçalanıyordu seni severken,yavaş yavaş tükenmek buydu işte…
Seni severken bittim ben…yokluğunla tamamlanacak,yok olmaktan kurtulacaktım oysaki…nerden bilebilirdim ki gidişinin bitmek olduğunu,nerden bilebilirdim ki yokluğunun aslında öldürdüğünü beni…
İnsan bazen dönüşü olmayan kararlar veriyormuş onu anladım…saçma sapan bir inattı belki de yokluğunun sebebi….önemsizce bir olay sonunda tüketilen tek bir cümle hayatımın rotasını değiştirdi….artık fırtınada sürükleniyorum…yokluğunun,gidişinin fırtınası….
Ne olurdu sevsen beni?ne olurdu son bir şans verseydin bana?
Anlamıyorum,aklım almıyor bu kadar çabuk mu parçalanır sevgiler…bahsettiğim senin sevgin de değil belki bilmiyorum bilemiyorum…en azından benim sevgime saygı gösterseydin…ölür müydün sanki sevseydin beni?
Bu kadar zor olmamalıydı…ben fazlasını yapıyorum çünkü…zorlanmadan, korkmadan, bıkmadan, herkese-her şeye inat seviyorum….
Yazık benim kadar olamadı yüreğin…..ben senin sevgisizliğinden korkarken sen sevmekten korktun…işte en büyük fark buydu ve sen bunu hiç kabul etmedin…
Önceleri hatayı kendimde aradım,suçladım kendimi,aklımdaki her cümle seni haklı çıkartıyordu,artık kavgalarım kendimleydi…senden sonra bende kırdım kalbimi…bütün suçu onun üstüne attım,çaresizliğimden mi bilmiyorum tek sorumlu oydu kanımca…
Artık sadece seni suçlamıyorum yüreğimi parçalarken, bende yardım ettim…şimdi dokunmayı bırak bakamıyorum bile ona…defalarca aldığı darbeler bile rahat bıraktı onu.
Yüreğim artık yerde,yüzüne bile bakılmayacak bir leşten farkı yok….
Yüreğim paramparça….ve ona artık sadece sen değil bende bakmıyorum…
Yüreğim…benim umutsuz,çaresiz,tükenmiş yüreğim….
Şimdilerde fark ediyorum sevmek sevdiğini haklı çıkartmakmış…bana yaptığın onca şeyi yeni yeni hissediyorum.kimi zaman güçleniyor kalbim ayaklanacak oluyor,o zaman değişiyor benimde duruşum,sana karşı daha güçlü daha dik oluyor bedenim…tek bir bakışın omuzlarıma yüklenip yıkabiliyor beni olduğum yere…seni çok sevdim de sen anlayamadın bunu…yada anlamak istemedin. kimse seni böyle sevmediği için bir garipti bakışların. anlamadığın,anlam veremediğin bir şeye baktın sen sadece. haklıydın artık bende anlam veremiyorum seni sevmeme…neden diyorum neden bu kadar çok?çünkü artık sevmek mutluluk değil acı veriyor bana…sevmek kolay değil…sevmek derken bile zorlanmalı dilin çünkü o kadar değerli ve zor.sen bunu hiç anlamadın.seni sevdiğimi anlamayı beklemiyorum artık insan mutsuz olmak,acı çekmek neden ister ki....
Artık seni sevmek sadece mazoşist eğilimlerden ibaret geliyor bana.çünkü ben seviyorum ve anladım ki bu sevgi bana sadece acı getiriyor. seni sevdikçe canım acıyor…derime batıyor sevgim.kanım fışkırıyor kesik yaradan içimdeki nefreti akıtıyor…
Seviyorum ve yeniliyorum artık….
Düşündüm ve vazgeçtim Beklemekten seni.
Sadece seviyorum…
Paramparça yüreğimle….
---------------------------------------------------------------------------------
GİTMEMELİYDİN KALABİLİRDİN...
Bütün gecenin karanlığında sen aklımdayken birden güneşin o eşsiz ışığını hissettim,,,bütün gece ayakta ve camda seni düşünmüşüm nasılda farkında olmadan.. dalıp gitmişim çok şey palaştım senle çok.. teşekkür ettim bir kez daha Allah'A.. seni tanıdığım için. Meğer hayat seninle eşsizmiş,,sanki yeniden yaşadım herşeyi seninle bir kez daha... bir an olsun unutmuşum ayrı oluşumuzu..yarım bir sevda olarak kaldı işte, gitmemeliydin Sevdiğim gitmemeliydin.....soldu elimde bütün umutlarım...bir sen oldum bir ben.. Ne seni kendi yerime koyabildim,, ne de beni senin yerine yarım kalmıştım kendimle, beni yarım bırakıp, benden gitmemeliydin, vazgeçmemeliydin.. gitmemeliydin ben olmadan yarınlara,,, Halbuki ne büyük bi aşkı taşıyoduk yüreğimizde,,, bana çok uzak şehirlerdeyken bile yakındın hep,,,içimi kocaman bi umut kaplardı..... seni yanımda hissederdim... teşekkür ederim teşekkür ederim tanrım teşekkür ederim..yaşattıkların için.derdim hep ,,mesafeleri birleştirdiği için..ve aşkımı her saniye daha da çok yücelttiği için. aynı şehirdeyiz şimdi,, aynı şehir de kilometrelerce uzağız sanki birbirimize sana dokunamıyorum işte şimdi.. gözlerine dalamıyorum,,,
çılgın kalabalıklarda her kes sen oluveriyor baktığım,, her sevdalı biz sanki,, ellerin yine ellerimde,,, beni hiç bırakmıycaksın gibi,,,, oysa çok seven gidermiydi,,, sen benden gittin sen vazgeçmeyi sevdin,, benim yerime,,, beni terketmeyen yanlızlığa bırakarak hemde... bi farkınız vardı yanlızlıkla,, o çok vefalıydı ben onu senin için bıraktığım halde o beni senin için bırakmadı,, bak yine benimle yanlızlığın.... yarım kaldık... söyle bir beden kalbi olmadan nedir,,, yada bir kolum yokken nasıl yürüyebilirim dengede kalamadan.nasıl adım atabilirim bilmediğim yollarda,,, hoşça kal dedin bana,,,, sensizken hoş ça kalamam ben,,, hoşça kal dedin bana sensizken ben ben olamam beni ben yapan sen yokken,,, hoşçakal dedin bana sen de hala bendeyken.. hoşça kal dedin bana sende benden geçemezken... hoşça kal dedin bana bile bile,,, biz bir çengelin iki koluyuz sevdiğim,, Her nereye gidersen git,, her kiminle olursan ol,,.. bir gün mutlaka yollarımız kesişecek sen bende bende sendeyken...,,,, ben seni seçtim yarınlarıma deli gibi çarpıyor kalbim seninle tekrar aynı kolda yol almak için.....bana hoşça kal diyorsun ama biliyorum gözlerinin ne anlatmak istediğini...sana kal dememi bekliyorsun hadi bana kal de ,,,kal de kal de diyorsun... Evet sevgilim ,,ruh eşim,,,hayat güneşim...ne olur kal sevdiğim gitme kal... kal... kal ...... biz çaresiz bırakmamalıyız birbirimizi....sevgisiz, aşksız,..sensiz.bensiz kalmamalıyız,, kötü bir rüyaydı yaşadığımız gidişlerin....biz gerçeğe uyanalım.......kal sevgilim ne olur kal.........evet güneş doğdu işte bütün gece bittiii sevgilim güneşle beraber açan umutlarla
kal sevgilim kal....
---------------------------------------------------------------------------------
AŞK VE ÖN SÖZ
Aşkın insanı büyüttüğünü olgunlaştırdığını da öğrendim artık. Bu yaşıma kadar kimse öğretmedi bana aşkın karşılıksız olduğunu, sadece gönülden sevenin bu acıyla kavrulacağını, sevilenin ise sevildiğini bilmeyeceğini... Yine teşekkür ederim sana karşılıksız aşkım!!! Bana hayatta öğretilmeyenleri öğrettin. Hiç kimseye hissetmediklerimi hissetdirdin. Hiç kimse için yapamayacaklarımı yaptım. Pişman mıyım? Hayır hiç pişman olmadım ve aşkını sonsuzluğuma saklarken bile mutluydum. Hayatımın son basamaklarında bana böyle bir aşkı yaşattın. Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim Aşkım…
Sevgiliye bu kadar serzeniş çok görülmez umarım. Evet yaşadım gördüm öğrendim. Sevgi ve aşk sadece tek kişi tarafından yaşanabiliniyor. Aşkın karşılığı yok. Bazı insanlar sadece sevmeyi bilir,karşısındaki sever mi sevmez mi hiç düşünmeden sever. Hep bekler sevecek diye ve sonunda görür ki sizi kırmamak adına hatır için kendini zorlayarak karşılık verme çabasındadır. Oysa ki herkes duygularında özgürdür ve kimse kimseyi zorla sevemez. Kırgınlık olmaz aşkta. Seviyorsan, gerçekten aşkını yüreğinde hissediyorsan bırakacaksın sevgiliyi özgürce kanat çırpsın ve nerede kiminle mutluysa
Tadına vararak yaşasın... O’nun mutluluğunu uzaktan seyrederek yaralarını sarmayı da öğrenmek gerekir...
Aşk yalnızlığı kabullenmektir...
Aşkın denklemi çözümsüz. Alışmak gerek sadece sevmeye. Sevilmeyi tatmadan da yaşamayı öğrenebilir insan. Ama birini sevmeyi birine sımsıkı bağlanmayı mutlaka yaşamalı. İşte o zaman hayatta bir yanlışlık olur...
Ve ön söz...
Seni sevdiğimi bil. Nerede olursan ol. Her zaman çok sevildiğini bil...
---------------------------------------------------------------------------------
Karşılıklı sevginin Leyla’larda Mecnun’larda kaldığını anlamak için karşılıksız sevgi yaşamak gerekiyormuş. Birini sevmenin delice bir aşkla bağlanmanın güzelliğini yaşamak için hazan mevsimine gelmek olduğunu bilmiyordum. Meğer hayatta ne çok şey kaçırmışım...
|
|
|
|
|
|
|
BE ATTACHED TİME 1064 ziyaretçi (4789 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|